İstanbul Boğazı'nın en güzel yerlerinden birinde bulunan feriye, geleneksel Türk ve Osmanlı mutfağının güncelleştirilmiş sentezinin sunulduğu,geleneksel doğal gıda ürünlerinin tedariki nedeniyle mönülerini mevsimlere göre oluşturmakta ve klasik damak tadlarını korumakta olan muhteşem manzarası ile bizi büyüledi..kısaca tarihçesindende bahsetmeden geçemeyeceğim;19.yy.'ın 2.yarısında Osmanlı sultanlarının Topkapı sarayından Boğaziçinde yaptırdıkları görkemli saraylara taşınmaları ile başlar Feriye karakolunun öyküsü..Beşiktaş'tan Ortaköy'e uzanan Dolmabahçe,Çırağan saraylarının bir bakıma son noktası olan Feriye karakolu,dönemin Osmanlı mimarisinin ilginç örneklerinden biridir.1995 yılında Kabataş Eğitim Vakfı tarafından restore edildikten sonra bugün Feriye lokantası olarak Boğaziçi'nin bu müstesna köşesinde geçmiş ile geleceğin buluşma noktasını oluturuyor.Eşimle evlilik yıldönümümüz sebebiyle gittiğimiz feriye lokantasında yediğim Narlı ördek tandırı humus sosu ile ayva söğürmesi eşliğinde adı altındaki yemek gerçektende müthişti önden aldığımız soğuk mezelerden kalamar,vişneli sarma,süzme yoğurt peyniri,kabak çiçeği dolması ve patlıcan salatasıda tek kelimeyle harikaydı..tadı hala damağımda:))tatlılardan kireç kaymağında kabak lokması gerçekten ilginçti fakat ben bilgiğim lezzet olan çikolatalı sufle yemeyi tercih ettim..(çok iyi kabarmış ve çokta lezizdi)gerçekten feriye lokantası garsonları,servisleri,sunum ve ilgileri ile çok sıcaktılar hepsine çok teşekkürler. Tabiki sevgili eşimede teşekkür etmeden geçemeyeceğim bana muhteşem bir gece yaşattığı için onu çok seviyorum..Nice 10 yıllara birlikte..haaa bu arada Feriye'nin müdavimlerinden Emrahta ordaydı ama bu bildiğimiz şarkıcı Emrah değil oranın kedisi bütün gece ayaklarımızın altında dolaşıp karşımıza geçip boynu bükük bir şekilde duran sevgili Feriye kedisi gerçektende çok sağlıklı ve besili duruyordu,eee buda en şanslı sokak kedisi olsa gerek...
0 yorum:
Yorum Gönder